Point Blog bana yol göstermeye devam ediyor. Son verdikleri bilgiye göre İsviçre kökenli "Parlons tennis" blog'u, Davis Kupası Tenis Turnuvası'nın geçtiğimiz ay Cenevre'de oynanan İsviçre-Büyük Britanya maçlarına akredite olmuş. Bir süredir üzerinde durduğum bir konuydu; onun için hemen ilgilendim tabiî.
Artık kamuoyunda küçük küçük etkiler bırakan bir futbol blog'unun editörlüğünü yaptığım için, bir süredir bu konu üzerine düşünmeye başlamıştım. Yanlış anlamıyorsam, Türkiye Spor Yazarları Derneği'nden akreditasyon hakkı kazanmak için resmî basın mensubu olma, başka deyişle, basın kartı sahibi olma gibi bir şart var. Bu şart, blog'lar gözönüne alınarak kaldırılmış değil henüz.
Şimdi, hak vermek gerekir ki Türkiye İsviçre değil. Müreffeh değil, demokrasisi 'doğrudan' değil, demek istemiyorum, yanlış anlaşılmasın. Ancak Türkiye nüfusu İsviçre nüfusunun aşağı yukarı 7 katı. İki ülkeden biri, benim terminolojimle ve bakış açımla, 'durağan' diğeri, yani Türkiye, 'süreğen'. Bu şu demek: Akreditasyon gibi bir işi üstünüze aldığınızda bir mayın tarlasının tam ortasına düşmüş oluyorsunuz esasen. Size verilen yer, ne olursa olsun, sınırlı. Basın kartı sahibi olduğu hâlde gazeteci olmayıp, kartın olanaklarından yararlanmak isteyen bir yığın tilki var. Büyük gazetelerin, televizyonların ağırlığı, baskısı malûm. Böyle olunca, aklınıza daha yeni yeşermekte olan şu blog mudur nedir, onlara ayıracak kafa, vakit kalmıyor. Böyle olunca da, sınırlı bir kitle için bile olsa gündem oluşturan bir futbol sitesi olarak bizim akreditasyon hakkı elde etmemiz zor gözüküyor.
Ancak konu futbolla sınırlı olamaz. Bence Derin Sular'ın ücretli politik konferanslara, Antidig'in bütün sanat sergilerine, Manhem'in Bilişim Fuarı'na akredite olabilmesinin yollarını aramak gerekir. Bu konuda Türkiye'deki önemli bir örnek (ki benim bildiğim tek örnek bu), şu sıralar kapalı olmakla beraber yeni yüzüyle tekrar bizi memnun edecek olan Sinema Defteri'nin, İstanbul'daki çoğu film galasına katılma hakkı olması.
Bence Blog Kardeşliği'nin önümüzdeki toplantılarında bu konuya yer ayırmak gerekli. Sanıyorum, hep birlikte hareket edersek, ciddiye alınır, akreditasyon konusunda aşama kaydedebilme olanağına kavuşabiliriz.
Üreti dünyamızın blog'lara ihtiyacı var; bloglarınsa onlara daha verimli şekilde katkıda bulunmak için bu tür bir desteğe...
0 Yorum
| 17 Ekim, 2005
0 Yorum:
Yorum Yaz